Pages

29.04.2008

Fıkra - Şükür

Fıkra - Şükür

Hükümar Timur çığırtkanlar çıkarıp halktan kendisine bir armağan getirmelerini istemiş.

Çığırtkanlar: " Duyduk duymadık demeyiin ! Her kez Yüce Sultanımız Timur'a bir armağan getirecek. Getirmeyenlerin kellesi vurulacak! " diye bağırıyorlarmış.

Herkez ne yapıp edip, bulup buluşturup bir şeyler getiriyormuş.

Hoca ne götürsem diye kara kara düşünmeye başlamış. Bir ara sormuş karısına :
-Ne dersin hatun ben ne götüreyim?
-Ne götüreceksin ki demiş karısı. bir iki meyve ağacından başka neyimiz var ki ? Topla bahçeden ayva götür bir sepet.

Hoca bahçeye çıkmış, bir ayva ağacına bakmış bir incir ağacına... İncir de karra kılmış ve toplamış bir sepet, çıkmış Timur un karşısına...

Timur incirleri görür görmez öfkesinden küplere binmiş.
-Vay! demiş, armağan diye getire getire bu incirleri mi getirdin bana! demiş, ve incirleri tek tek fırlatmaya başlamış Hoca'nın kafasına.
Hoca bu tabi, başlamış gülmeye, şükretmeye..

Timur, sinirlenmiş iyice sormuş: Be adam ne gülüyorsun..

Hoca:
-Ah Sultanım ah, sen ol da şükretme, Ben şükretmeyeyim de ne yapayım. Ya karımın sözüne uyup incir yerine ayva getirseydim halim nice olurdu...

26.04.2008

Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca fıkraları'nın toplumumuzdaki önemi ve yeri tartışılamaz. Yıllar önce yaşamış olan Nasrettin Hoca, yaşadığı dönemde kötülük yapan , onla alay etmek isteyen insanlara hep bir ders vermiş , onları düşündürmüştür.

Yıllar sonrada bizler onun fıkralarından kendimize ders çıkartmaya çalışıyoruz. Bu konuda başarılı yada başarısız olmamız bir yana , Nasrettin Hoca'nın ne kadar büyük bir insan olduğunu görüp atalarımızla gurur duyuyoruz.

24.04.2008

Nasreddin Hoca - Hazır Parayı Görünce

Nasreddin Hoca - Hazır Parayı Görünce

Borç yiyen kesesinden yer derler ya , Hoca da paradan yana bir gün darda kalmış. Gidip komşusundan biraz borç almış. "Bir hafta sonra paranı geri veririm komşu" demiş. Ama adam ertesi sabah kapıya dayanmış.

-Eee Hocam, dün aldığın parayı ödeyiver, çok sıkışkınım..

Hoca bir haftalığına aldığı parayı hemen ertesi günü isteyen komşusuna çok bozulmuş. " Etme eyleme bir hafta sonra ödemek üzere anlaşmıştık" diye binbir türlü dil dökmüş. Ama komşusu nuh demiş peygamber dememiş. "İlle de paramı isterim" diye tutturmuş.

Adamın laftan anlamadığını görünce Hoca pişkinliğe vurmuş işi:

-Bak komşum, şu yol kıyısındaki çalıları görüyorsun değil mi ? demiş.

-Görüyorum ne olacak.. ?
-Hah, işte o çalıları ben diktim...
-Eee eline sağlık..
-Biliyorsun buradan her gün koyun sürüleri geçer.. O koyunlar bu çalılara sürtünecekler, sürtününce yünleri çalılara takılıp kalacak...
-Eeee..
-İşte o yünleri toplayıp eğireceğim, iplik yapacağım. Götürüp iplikleri pazarda satacağım, satar satmaz da borcumu ödeyeceğim, Paranı cebinde bil..
-İlahi Hocam, olacak şey mi senin dediğin, güldüme beni.. Keh keh keh keh..
-Seni köftehor seni, hazır parayı görünce nasılda gülersin ...!

21.04.2008

Nasreddin Hoca - Suratına tükürecekti ama...

Nasreddin Hoca - Suratına tükürecekti ama...

Akşehir'de Rüknettin Efendi adında yobaz ir adam varmış. Rüknettin Efendi şarlatanın biriymiş. Kendisinde olağan üstü güçlerin bulunduğunu ileri sürerek hastalıkları iyileştirmek için muska yazar, nefes eder, halkı dolandırırmış.
Nasrettin Hoca bir gün bir toplulukta Rüknettin Efendi'yi her zamanki gibiatıp tutarken görmüş. Rüknettin Efendi şöyle diyormuş yanındakilere:

-Bir gece düşümde Peygamber Efendimizi gördüm. Peygamber Efendimiz benim ağzıma tükürdü, işte o günden sonradır bir güce kavuştum. kime nefes ettiysem şıppadak iyileşiyor...


Nasreddin Hoca, bu şarlatanlık karşısında daha fazla dayanamamış.
- Bana bak Rüknettin Efendi demiş. Peygamber Efendimiz aslında senin yüzüne tükürecekti, ama sen esneyince ağzına rastlamış olacak...

18.04.2008

Bul Cübbeyi Al Semeri - Fıkra

Bul Cübbeyi Al Semeri - Fıkra

Nasreddin Hoca bir gün ormanda dolaşırken yorulmuş, sıcak basmış. Sırtından yeleğini çıkarıp eşşeğinin üstüne bırakmış ve elini yüzünü yıkamak için dere kenarına inmiş.

Hocanın uzaklaşmasını fırsat bilen hırsız yeleği kaptığı gibi uzaklaşıp kaybolmuş.

Hoca dinlenip serinledikten sonra eşşeğinin yanına gelmiş, birde bakmış ki ne görsün ? Eşşeğin üzerine bıraktığı yeleğin yerinde yeller esiyor. Hemen kızgın kızgın eşeğin üzerindeki semeri çıkarmış, birde tokat patlatmış eşşeğe:

-Onu bunu bilmem arkadaş, demiş. Bul yeleği, al semeri...

14.04.2008

Fıkra - Geç Yiğidim Geç !

Fıkra - Geç Yiğidim Geç !

Nasreddin Hoca mezarlıkta dolaşırken kocaman bir köpeğin mezarlardan birine pislediğini görmüş.
Hoca "hoşt, hoşt" deyip köpeğin üzerine yürüyecek olmuş. Ama köpekte heç korkacak göz yokmuş.
Dişlerini göstererek Hoca'nın üstüne üstüne yürümüş.

Papucun pahalı olduğunu gören Hoca köpeğin yanından çekilirken:
- Geç yiğidim geç ! demiş.

10.04.2008

Ya hiç sopa yemedin , ya saymayı bilmiyorsun

Akşehirliler biricik hocalarını , yine bir timurluk iş için huzura göndermişler. Nasrettin hoca bu hayırlı işe hayır der mi? Timur'un huzuruna çıkmış , ama hünkarında huzuru büsbütün bozulmuş. Nasıl bozulmasın , Akşehirliyi korudu , her dediğini yaptırdı üstüne üstlük hiçbir zaman sözünü esirgemedi.

Ben şimdi yapacağımı biliyorum, diyerek hemen 2 kişi çağırmış:

- Tez hocayı yatırın , üçyüz kırbaş şaklatın!

Hoca , ölümle burun buruna geldiğini anlayıp :

- Hünkarım demiş , ya saymayı bilmiyorsun , ya hiç sopa yemedin.

Nasreddin Hoca - Sana ne ? fıkrası

Nasreddin Hoca - Sana ne ? fıkrası

Kendisini ilgilendirsin ilgilendirmesin her işe burnunu sokan boşboğazın biri Nasreddin Hoca'nın yolunu kesip:

-Hocam, demiş; bir tepsi içinde kızarmış bir hindi götürdüler demin...

Hoca ilgisizce omuz silkerek.
-Bana ne, demiş.

-Bana ne olurmu hocam ! Kızarmış hindiyi sizin eve götürdüler.

-Öyleyse sanane ?

Fıkra - Uçmasını Öğrenmiş Ama...

"Fıkra" - Uçmasını Öğrenmiş Ama...

Hoca bir gün eşeğini alıp dağa odun kesmeye gitmiş. Dönüşte bir uçurumun kenarından geçerken aksilik bu ya, eşeğin ayağı kaymış tepetaklak yuvarlanıvermiş.

Hoca uçurumdan aşağı üzgün üzgün bakarken :

-Bak hele, diye söylenmiş.

-Bizim eşek uçmasını öğrenmiş ama konmasını öğrenememiş.

5.04.2008

Nasreddin Hoca - Pınar Başında Uyudum

Nasreddin Hoca - Pınar Başında Uyudum Fıkrası






Nasreddin Hoca Akşehir'den Sivrihisara giderken bir ahbabına uğrayıp yorgunluk gidermek istemiş.Ev sahibiyle neredeyse Akşehirden , Sivrihisar'dan hatta memleket meselelerinden konuşmuşlar. Ancak bir türlü Nasreddin Hoca'nın derdine çare olacak söze sıra gelmiyormuş , yatmaya..

- Hocam demiş , susuz musun , uykusuz musun?

Açlıktan miğdesi yapışan hoca, bu söze ne dese beğenirsiniz:


-Yolda bir pınar başında yeterince uyudum!

4.04.2008

Nasreddinin Hoca -The invitation card

İngilizce Nasrettinin Hoca Fıkraları -The invitation card

When NAsreddin Hodja's son of his neighboor is going to be married, he asked Hodja to send out some of his invitation cards. Hodja take the one who is known as proud and very rich.the rich man open the door and see hodja with the invitation card, and in a proud way says:

-don't they find an acceptable person for this job instead of you?

Hodja answered in a smooth way:

-There is some but these acceptable ones go to the acceptable people.

2.04.2008

Yemek Zamanı

Yemek Zamanı

Nasreddin Hoca'ya sorarlar:
-Hocam sizce yemek ne zaman yenmeli ?

Hoca cevap verir:

-Zenginler istedikleri zaman yiyebilir. Lakin fakirler bulur bulmaz yemeli...

Çatlak Küp

Çatlak Küp

Bir keresinde Nasreddin Hoca, evindeki çatlak küpü satmak için pazara götürür. Gelen müşteriler küpün çatlak olduğunu görünce, küpü almak istemezler. Başka bir müşteri küpü almak için gelir,

Bakar ki küp çatlak. Hoca'ya çıkışır:

-Hocam, bu çatlak küpün ne içine konursa konsun dışına sızdırır. Neden satmaya çalışıyorsun bu işe yaramaz küpü ?

Hoca, hayata at gözlüğüyle bakmaz. Olaylara çok farklı bakış açıları geliştirir.

-Bre cahil adam, küpe illaki sıvı maddeler mi konur? İçine fındık, fıstık doldur bak o zaman dışına sızdırıyormu ?